futbolun yıldızları
  zidane
 

Kısaca Zinédine Zidane

Zinédine Yazid Zidane 23 Haziran 1972’te Fransa’nın Marsilya şehrinde doğdu.. Zizou, takma adıyla çağırılan Real Madrid ve Fransa Milli Takımı’nın yıldız futbolcusu, dünya çapında tanınan ve günümüzde futbol oynayan en yetenekli isimlerin başında gösteriliyor..

Laik bir Müslüman olan Cezayir asıllı Fransız Zidane, uzun zamandır yoksulluk ve ırkçılıkla savaşıyor..

Halen futbola hizmet eden, Dünya’nın en iyi futbolcusu olarak bakılan Zidane aynı zamanda en yetenekli isim olarak anılıyor.. Top hakimiyeti ve yüksek süratte top sürüşü ile rakiplerini çaresiz bırakan Zidane orta sahada görev yapıyor.. “Dahi” ve “Büyücü” gibi takma adların yakıştırıldığı Zidane, ESPN televizyonundan Luis Omar Tapia tarafından “Futbolun Harry Potter’ı” olarak adlandırılıyor..


Zidane'ın muhteşem balansı, O’nu futbolun seyir zevki en yüksek futbolcuları arasında en üst sıralarda tutuyor ve Zizou, Fransız efsanesi Michel Platini’nin yükselttiği Fransız futbolunun çitasını başarıyla yüksekte tutmayı başarıyor..




ZIDANE’IN GENÇLİK KARİYERİ

Çocuk yaşta US Saint-Henri Kulübü’nde futbola başlayan Zidane, burada okul ile antrenman sahası arasında mekik dokudu.. Henri antrenörünün ikna çalışmaları ile Septemes Sports Olympiques’e geçen genç Zidane, 14 yaşında elde ettiği gençler ligi şampiyonluğu ile parlamaya başladı..



Cannes'da parlıyor !..
Aynı sene Aix-en-Provence’de yapılan 3 günlük denemelere katılan Zidane, Cannes’ın tecrübeli futbolcu avcısı Jean Varraud tarafından keşfedilmeyi başardı.. Cannes defteri açılan Zidane’a 6 haftalık bir şans tanındı ve Cannes forması teslim edildi.. Ancak bir terslik olmuş olacak ki Zidane biraz daha fazla kaldı !.. Hatta henüz 16 yaşındayken Cannes’da profesyonel futbolcularla birlikte sahaya çıkmaya başladı..

Bir atletin yapması gereken her şeyi yapan ve fiziki özellikleri de buna müsait olan Zidane, bir çok insanın beklediğinden çok daha sağlam ve kuvvetli bir yapıya kısa sürede bürünmeye başladı ve 17 yaşındayken Fransa 1 Ligi’nde sahaya çıktı..






Cannes başkanı sözünü tuttu !.. 8 Şubat 1991’de Fransa 1. Ligi’nde ilk golünü kaydeden Zidane, Cannes başkanı tarafından ilk golü attığında kendisine hediye edilecek olan arabayı kazandı ve Zidane’a bir Reanult Clio verildi.. Zidane henüz ilk sezonunda Cannes’ın UEFA Kupası’na katılmasına yardımcı oldu..



Zidane’ın Cannes’daki ikinci sezonu beklediği kadar iyi geçmedi.. Ancak profesyonel olmayan bir futbolcudan ne kadar çok şey beklenebilirdi.. Zidane için Cannes’ın 2. senesine gerçekleşen en güzel şey gelecekte karısı olacak İspanyol model ve dansçı Veronique ile tanışmasıydı.. Keyifli geçen 91 – 92 sezonunun ardından değişiklik kararı veren Zizou kendisini 4 yıllığına isteyen Marsilya’nın yerine, daha çok istediğini kanıtlayan Bordeaux’ya katıldı..






Bordeaux..
24 yaşındaki Zidane’ın Bordeaux’ya alışması pek de kolay olmadı.. Adaptasyon dönemini, zor günleri geride bırakarak atlatan Zidane kısa süre sonra buralara veda edeceğini sinyallerini vermeye başladı.. Zidane’ın oynadığı her yıl Bordeaux sadece gelişmeye ve Avrupa Kupaları’na katılmaya başlamadı, 95-96’da Intertoto’dan geçtikleri UEFA’da final oynamayı başardı.. O sezon aynı zamanda Zidane’ın Bordeaux’ya veda ettiği yıl oldu..











Juventus..
Zidane’ın peşine düşen takımlar arasında genç Fransız’ı en çok isteyen ve bunu gösteren Juventus oldu.. Ancak Zidane için zor günler yine başladı..

Torino’da imzayı atan Zizou, İtalyan hayat tarzına ve Torino’ya alışmakta zaman zaman zorluklar yaşadı.. Ama her şeyden önemlisi Fransa’dan çok farklı olan İtalyan tarzı futbola alışmaktı..

Juventus’ta ilk yılını hüzün ve bol düşünceyle tamamlayan Zidane, 2. sezonla birlikte hayat tarzını ve yeteneklerini yeşil çime yansıtmayı başardı ve tam anlamıyla bir yıldız oldu..






Önce Fransa'yı uçurdu.. Sonra İspanya'ya uçtu..
1998 Dünya Kupası’nı kazanan Fransa Milli Takımı’nın en önemli üyesi olan Zidane özellikle final maçında Brezilya’yı yendiklerinde kaydettiği 2 golle bütün Dünya’nın gözü önünde en tepeye çıkmayı başardı.. Dünya Kupası’nı kaldıran Zidane, 2 sene sonra da 2000 Avrupa Şampiyonası’nda takımını Avrupa’nın zirvesine taşıyarak peş peşe 2 önemli turnuvada Fransa’yı en tepede tuttu..

Zidane kariyerinin en önemli onuruna tam 3 kez FIFA Dünya’nın En İyi Futbolcusu seçilerek ulaştı.. Zizou 1998, 2000 ve 2003’te Dünya’nın en iyisi oldu..

Zidane, 2001’de İtalyan devi Juventus’dan İspanyol devi Real Madrid’e 4 yıllık kontrat ile transfer oldu.. Ancak bu öyle sıradan bir transfer değildi.. Bir yıldızın iki takım arasında gerçekleşen transferi değildi.. Zidane için Juventus’a Real Madrid tarafından ödenen bonservis bedeli tam 47 milyon pound, yaklaşık 69 milyon dolardı ve Fransız yıldız bir anda futbol tarihinin en pahalı futbolcusu olarak bütün Dünya’da manşetleri süsledi..






Zidane transfer oldu, bütün Dünya’da televizyon kanalları spor haberlerinin yanı sıra ekonomi haberlerinin akışını da değiştirmek zorunda kaldı.. Borsa haberleri ikinci sıraya düşerken Zidane’ın kırdığı rekoru bütün Dünya’da ilk sıraya yerleşti..




Diğer takım arkadaşları ile birlikte oluşturdukları “Galacticos” adı altında Real Madrid’e kısa sürede ayak uyduran Fransız yıldız Raul, Luis Figo, Steve McManaman ve Roberto Carlos gibi yıldızların arasından ön planda yer almayı başardı.. Kariyeri, futbol yeteneği, saha içindeki liderliği, gerektiğinde biraz da abarttığı hırçınlığı, saha dışında taraftara jestleri ve bir denizde ilerleyen bir tekne misali yeşil çimde topla akışı ile herkesi kısa sürede büyülemeye başardı..





Zidane hiçbir zaman sadece asist yapan, güzel ortalar yapan ya da savunmada takıma destek olan biri olmadı.. O kaydettiği muhteşem gollerle de her zaman ön planda oldu..

Özellikle 2001-2002 sezonunda oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde Alman ekibi Bayer Leverkusen’i 2-1 deviren isimdi ama bundan önemlisi 2. golü fantastik bir vole ile atmasıydı.. UEFA tarafından bugüne kadar atılmış en güzel goller arasında yer alan bu gol, sadece takım arkadaşlarının ve kendi taraftarının değil, rakip takım ve taraftar tarafından da saygı ile alkışlanmasını sağladı..


2002 Dünya Kupası’nda istediği futbolu oynayamayan Zidane sakatlıklar ile boğuşmak zorunda kaldı.. Fransa’nın Dünya Kupası sahibi unvanını korumaya çalıştığı 2002 Dünya Kupası tarihteki en kötü “unvan koruma” mücadelelerinden biriydi; Zidane’ın yaratıcılığı olmadan Fransa tam anlamıyla kayıptı. Sakat olmasına rağmen erken geri dönüş yapan ve Fransa’nın son maçında oynayan Zidane kendinde değildi ve o yeteneği daha önce sadece 5 dakika bile izleyen biri dahi sahadakinin başka biri olduğunu zannederdi.. İlk turda kupaya veda eden Fransa gol dahi atamadı..

12 Ağustos 2004’te Dünya futbolu için üzücü bir gündü, 2004 Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek finalde sonradan kupaya uzanan Yunanistan’a elenen Fransa Milli Takımı’nın yıldızı Zinedine Zidane ulusal formayı bıraktığını açıkladı.. İlerleyen günlerde, Şubat 4’te de 2006-2007 sezonunun sonunda Real Madrid ile tamamlanacak kontratının ardından da futbolu bırakacağını ve jübilesini yapacağını duyurdu.



Fransa’nın 2006 Dünya Kupası’na katılamama riski yaşamaya başlaması ve oyun düzeninde oluşan problemler sebebiyle daha fazla dışarıda kalamayan Zidane 3 Ağustos 2005’te Horozlor’u daha fazla yalnız bırakamayacağını ve Fransa’nın Dünya Kupası finallerine gitmesi için milli takıma geri döndüğünü belirtti.. Zidane bu kararı tek başında aldığını ve kimsenden baskı görmediğini hemen açıkladı ancak kimse bu açıklamaya inanmadı.. En büyük baskı Fransa halkından gelmişti ve Zidane bile kendi halkına çalım atamazdı..


Zidane’ın geri döndüğünü açıklaması bir çok değişikliğe sebep oldu.. Aynı gün yakın arkadaşı Chelsea orta sahasının kilit ismi Claude Makelele de milli formayı yeniden taşımaya karar verdiğini açıkladı.. Aynı hafta bir geri dönüş daha yaşandı.. Zidane’dan etkilenen bir diğer isim Lilian Thuram’dı.. Fransa Milli Takımı’nın muhteşem üçlüsü, bel kemiği, 3 Eylül’de Faroe Adaları ile oynadıkları maçı 3-0 kazanmalarını ve devamında da Fransa’nın Dünya Kupası finallerine gitmesini sağladı..


ZIDANE’IN MİRASI
Futbol ikonlarından biri olan Zidane bütün Dünya’da futbol topunu tanıyan herkes tarafından çok iyi bilinen bir efsane.. Kendi jenerasyonunun ötesine geçen Zidane günümüzün küçükleri ve kendisinden çok önce sahalara veda eden bir çok yıldız tarafından en çok taktir edilen isim..

Oldukça utangaç biri olan Zidane İspanyol asıllı Fransız Veronique ile evli.. Eski bir model olan Véronique ile birlikte Enzo, Théo, Lucas ve Elyas adından 4 çocukları olan ünlü çift Madrid’te yaşıyor..



Takım arkadaşı Ronaldo ile karşılıklı kurdukları takımlarla Dünya yıldızlarını bir araya getiren ikili UNICEF’in elçiliğini de yaparak düzenli bir şekilde bağış topluyor..
FIFA için Pele tarafından seçilen Dünya’nın en iyi futbolcuları listesinde yer alan Zinedine Zidane, UEFA Golden Jubilee oylamasında en iyi futbolcu seçildi.. Bütün Dünya’dan 7 milyona yakın oy kullanılan UEFA Golden Jubilee’de Zidane 123.582 oy alarak Franz Beckenbauer, Johan Cruijff, Marco van Basten ve Dino Zoff gibi efsaneleri geride bırakarak tüm zamanlarda “Dünya’nın En İyi” futbolcusu seçildi..

ZIDANE’IN İTİBARI
Fransa Milli Takımı ile 1998 ve 2002 Dünya Kupası’na katıldı ve 98’de kupayı kaldırdı..


1996, 2000 ve 2004’te Avrupa Şampiyonası’na katıldı ve 2000’de kupayı kaldırdı..


Juventus ile 1996’da Avrupa Süper Kupası’nı, Kıtalararası Şampiyona’yı ve Serie A şampiyonluğunu kazandı.. Yine Juventus ile 1997’de Serie A şampiyonu oldu ve İtalya Süper Kupası’nı kaldırdı..


Real Madrid ile 2001 – 2002’de Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırdı.. 2002’de Kıtalararası Şampiyona’da kupanın sahibi oldu.. 2002 - 2003’te Real Madrid ile La Liga şampiyonu oldu..


1998, 2000 ve 2003’te FIFA Dünya’nın En İyi Futbolcusu seçildi..


1998’te Avrupa’da Yılın Futbolcusu oldu, Ballon d'Or’u kaldırdı..


ZIDANE HAKKINDA
Zinedine Zidane'ın dünyaca ünlü bir futbol efsanesi ya da Dünya’nın en çok kazanan futbol yıldızlarından biri olması sert Marsilya sokaklarından Madrid’e olan yolculuğunu hiç bir zaman kolaylaştırmadı..


Cezayirli göçmen bir ailenin çocuğu olan Zidane her zaman politikanın içine çekilmeye çalışan bir futbol yıldızı oldu.. Köklerinin Cezayir’den gelmesinden her zaman gurur duyan ve bunu her fırsatta dile getiren Zidane hayatı boyunca ne kadar çok sevilse de, ne kadar çok kazansa da karşısına çıkan ırkçı söylemlerle savaşmak zorunda kaldı, kalacak !..

1960’larda ailesinin işçi olarak geldiği, Marsilya’nın kuzeyinde yer alan banliyölerinden, ilk ya da ikinci jenerasyon göçmenlerin yeri olan La Castellane’de yetişen Zidane her zaman sorunlar içinde yaşamak zorunda kaldı.. En iyi olmayı en zor yollardan geçerek öğrendi !..



Babası Smail’in O’na söylediği “Eğer bir göçmensen, iki katı fazla çalışmak zorundasın ancak böyle ayakta kalırsın” lafını hiç bir zaman unutmayan Zidane her zaman ailesinden gurur duydu ve bunu da her fırsatta dile getirdi..

Belki de Dünya’nın en yetenekli futbolcusunun evi olan La Castellane, şu anda da ailesinin yaşadığı yer.. Köklerini hiç bir zaman unutmayan Zizou geride kalan 15 yılda futbol dünyasının sunduğu bütün ödülleri kazandı ama ne yaparsa yapsın göçmen problemi peşini bırakmadı..


La Castellane’de kurdukları ve göçmen çocukları yetiştirdikleri futbol takımının antrenörlüğünü Zidane’ın abisi Farid yapıyor..

“Fransa’nın en popüler ismi” seçilen Zidane’ın halen göçmen problemini yaşıyor olması efsane futbolcunun en büyük sıkıntısı.. Zidane ve ailesinin takımında oynayan çocuklar için hayat en azından Zidane’ın yaşadıklarından daha kolay geçiyor.. Takımın kalecisi Karim “Bize her zaman göçmen muamelesi yapılıyor ama karşımızdakine Zidane’ın takımında oynadığımızı söylediğimizde bize saygıyla bakıyorlar” diyor..


Her zaman politikanın içine çekilmeye çalışan Zidane, hiç bir zaman göçmen olmaktan utanmadığını, aksine bununla gurur duyduğunu dile getiriyor ve ekliyor, “Bu sayede sert olmayı, sağlam bir karaktere sahip olmayı öğrendim, ailem bana bunları öğretti.. Köklerimle gurur duyuyorum”..

Diğer abisi Nordine açıklıyor: “O’nu politikada kullanmak isteyen çok fazla köpek balığı etrafında dolanıyor ama Yazid (Zidane) akıllı biri, O’nu tuzağa düşüremiyorlar”..


Köklerini unutmayan Zidane, Madrid’te çok mutlu ancak yıldız futbolcunun futbol kariyerinden sonra ailesiyle birlikte döneceği yer kesinlikle yetiştiği La Castellane olacak.. Zizou bunu her fırsatta dile getiriyor ve soranlara açıklıyor; “Ben Madrid’te çok mutluyum, Akdeniz havası beni rahatlatıyor ama ben La Castellane’de başarılı olmayı öğrendim ve bununla da gurur duyuyorum ve döneceğim yer orasıdır”..


Oğluyla gurur duyan baba Smaïl, 1998 Dünya Kupası’nı izleme fırsatı yakalayamadı, sebebi ise o sırada torunu Luca’ya bakıyor olmasıydı.. Ancak oğlunun yaptıklarının, başardıklarının farkında ve O’nun la hep gururu duymuş.. Hatta 98’de kupayla döndüklerinde Zidane’ın başkanlığa gitmesini isteyecek kadar abartan Zidane taraftarına teşekkür ediyor..


Ancak Zidane’ın yaşadığı problemlerin başında ırkçı Fransız politikacı Le Pen’ın milli takımdan göçmenleri çıkartacağını söylemesi geldi.. Le Pen’in dalkavuklarından birinin “Zidane’ı milli takıma bir tek sebeple alabiliriz o da babası “harki” olduğu için” demesi ortalığı karıştırdı.. Arapça olan “harki” kelimesi Cezayir ile yapılan savaşta Fransa için savaşan Cezayirlileri anlatmak için kullanılıyordu ve Zidane’ın sırtından geçinmeye çalışan politikacılar O'nu vatan haini konumuna soktu..


Gerçekler bazen üzücü ya da komik olabiliyor; Fransa ile Cezayir arasında Stade de France’de Ekim 2001’de oynadıkları dostluk maçı Zidane’ın son dönemde atlatmaya çalıştığı zor dönemin tuzu biberi oldu.. Zizou her ayağına top geldiğinde politikacıların etkisinde kalan Cezayirli taraftar tarafından ıslıklandı, “Zidane-Harki” posterleri asıldı.. Mücadele atmosferin her geçen dakika artmasıyla devam etti.. Cezayir’in özgürlüğüne kavuştuğu yıllardan beri bir birini pek sevmeyen iki tarafın maçında yükselen atmosfer Zidane’ın maç öncesine aldığı ölüm tehditleri ve ikinci yarıda sahaya giren taraftar sebebiyle iptal edilen bir “dostluk” maçı !..


Zidane bu maçın ardından sonunda babası ve ailesi hakkında ve politik görüşleri hakkında açıklama yaptı.. Zidane sert ve vurucuydu; “Bunu sadece bir kez söyleyeceğim, babam “harki” değil.. Babam Cezayirli ve ben babamla, babam da benimle gurur duyuyoruz. Babam hiç bir zaman gurur duyduğu ülkesi karşısında savaşmamıştır”..


Zidane bu açıklamayı yaptığı günden beri daha rahat yaşıyor.. Bir kısım, futbol dünyasını her ayağına top geldiğinde şaşkına çeviren bu yeteneğin ve ailesinin politika ile alakası olmadığını ancak bu açıklamanın ardından anlayabildi..


Zidane Ağustos 2005’te ulusal formayı yeniden giydiğinde kaptanlık bandını da koluna taktı.. Milli takım da 10 numaralı formayı giyen Zidane, Real Madrid’te ise 5 numaralı formayı taşıyor..


Efsane futbolcunun küçük yaşlardan beri hayran olduğu en önemli isim ise Olympique de Marseille'nın Uruguaylı oyun kurucusu Enzo Francescoli.. Zidane, Enzo’ya duyduğu hayranlığı son çocuğuna O’nun adını vererek gösterdi.. Enzo’yu küçük yaşlarda seyretmeye başlayan Zidane’ın futbola bakış açısını değiştiren an ise stadyumda görevli çocuk olarak çalıştığı sırada Enzo’nun futbolunu canlı gözlerle seyrettiği an oldu..

Zizou, 2004 Atina Olimpiyatları’nda meşale taşıyan isimler arasında yer aldı..


Zidane’ın layık görüldüğü en önemli onur ise Fransa Başkanı Jacques Chirac tarafından "Chevalier" (Şövalye) Légion d'honneur yapılması oldu..


PAZARLAMA VE ZIDANE
Dünya’nın önde gelen sağlık örgütleri ile ırkçılık ve yoksullukla savaşan örgütlerin promosyonlarında gönüllü olarak yer alan Zidane, Dünyaca ünlü oyuncak markası LEGO’nun da ömür boyu yüzü..

ZIDANE HAKKINDA SÖYLENEN EN ANLAMLI CÜMLE
"Ne zaman sahada ne yapacağımızı bilmesek, ayaklarımız birbirine dolaşsa, işimiz çok basit, topu hemen Zizou’ya veriyoruz. O nasılsa bir şeyler yapar”
Eski takım arkadaşı Bixente Lizarazu

 
  Bugün 12263 ziyaretçi (15768 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol